Kalpkapakçık hastalıklarının insan sağlığı açısından yaşattığı komplikasyonları şu şekilde sıralayabiliriz: Beyin enfarktüsü. Felç. Kalp enfarktüsü. Görme sorunları yaşanması. Bilinç kaybı ve bayılmalar. Kalp yetmezliği. Bağırsak ve mide rahatsızlıkları. Bağ dokusunda ortaya çıkan sorunlar. MideKüçültme Ameliyatı. Doç. Dr. İbrahim Sakçak - Kilo Vermek İçin Ameliyatsız Çözüm Mümkün Mü? - Sağlık 1.651 izlenme - 6 yıl önce Dünyanın pek çok merkezinde obeziteden kurtulmak için insanlar ameliyat dışı yöntemler konusunda pek çok araştırmalar yapılmaktadır. Bilimsel çevrelerde bunlar tartışılmaktadır. Buyazımızda Mide Fıtığı ve Reflü ameliyatı konusu ile alakalı bilmeniz gerekenleri siz değerli Bilgi Doktoru okurlarıyla paylaştık. Halkımızca mide kapakçığı olarak adlandırılan şeyin açık olması mide fıtığı şeklinde değerlendirilir. Halbuki bu doktorların basit anlaşılması amacıyla ifade ettikleri ancak Tüp mide ameliyatı ismini, midenin kalan bölümünün tüpe benzemesinden almıştır. Kilo vermeye sebep olan etkeni, midenin büyük bir kısmının çıkarılmasından kaynaklanan, besin miktarı kısıtlamasıdır. Tüp mide ameliyatı olan kişiler, daha az miktar yiyecekle doyuma ulaşır, böylece kilo vermeye başlarlar. Hakkımızda Ege Üniversitesi Genel Cerrahi Kliniği kadrosunda 1 adet çocuk kalp ve damar cerrahisi uzmanı, 2 adet genel cerrahi uzmanı, 1 adet kalp ve damar cerrahisi uzmanı, bulunmaktadır. Ege Üniversitesi Genel Cerrahi Kliniği İzmir ilinde Bornova adresinde bulunmaktadır. Ege Üniversitesi Genel Cerrahi Kliniği bünyesinde fr8Xuf. Hız çağının, hız Hastalığı olan “Reflü” tüm dünyada günlük hayatı tehdit ettiğini söyleyen Genel Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Yücel Polat, “Ülkemizde neredeyse her beş kişiden biri bu hastalıkla birlikte yaşamak zorunda kalıyor. Yemek nedeniyle gün boyu huzursuzluk yaşamanın doğru tedavi ve uygulamalarla ortadan kaldırılması mümkün” Beylikdüzü Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Yücel Polat, reflü ve laparoskopik reflü ameliyatı yaptığı açıklamada, “Reflü’nün kelime anlamı “Geriye Kaçış” demektir. “Gastroözofageal Reflü Hastalığı midedeki gıda içeriğinin yemek borusuna geri kaçmasıdır. “Yemek için mi yaşıyoruz? yoksa yaşamak için mi yiyoruz?” sorularının cevabını ararken Reflü olduysak “Sürekli Ekşiyoruz” diyebiliriz” diye konuştu.“LEBLEBİ, ÇEKİRDEK GİBİ MİDE İLACI İSTİYORUZ”Ülkemizde birçok hastalıkta olduğu gibi “Reflü” tanı ve tedavisinde de yanlışlar yapıldığını anlatan Op. Dr. Yücel Polat, “Önce çeşitli bilgi kaynaklarından bilgi ediniyoruz. Bilgiye ulaşanlar kendi kendilerine veya etraflarındakilere hemen tanı koyuyorlar. Sonraki aşamada Kuruyemişçiden leblebi çekirdek ister gibi “Tanıdık Eczane”’ye gidip “Mide İlacı” isteniyor. Tedavi olamayınca ”Yine de bir Doktora soralım aşaması geliyor. Sonra birkaç doktor denemesi daha yapılıyor. Sonunda gelinen noktada “Ameliyatsız geçmeyecek bir neden olduğu ortaya çıktığında Yemek Borusu, Mide de hasarlar yerleşmiş oluyor” dedi.“HER REFLÜ İLAÇLA TEDAVİ EDİLMEZ”Reflü Tedavisinin çeşitleri ile ilgili bilgi veren Op. Dr. Yücel Polat, “Her reflü ilaç tedavisiyle düzelmez. Bunları olabildikçe erken tanımalıyız. Tedavinin gecikmesi görülen zararı arttırarak, hayattan alınan keyfi de azaltır. İlaç tedavisini uygulamayanlar, İlaç yan etkilerine maruz kalanlar, tedaviye rağmen Şikâyetleri tekrarlayan özellikle genç hastalar, hastanın kendi tedavisel tercihi, yemek borusu dışında bedenin etkilendiği astım, öksürük, larenjit, farenjit, ses teli yarası, yemek borusunda kanser dönüşümü yapabilecek değişimlerin tespit edilmesi, PH Metre ile Reflü ve Şikâyetlerin tekrarının tespit edilmesi, yemek borusu alt uç gevşekliği, yemek borusu ve mide fıtıkları, kanamaya neden olan reflü gibi Anatomik değişiklikler olması halinde, Ameliyatla tedavi yapılmak zorunda kalınabilir” diye konuştu.“LAPAROSKOPİK REFLÜ AMELİYATI’NIN AVANTAJI ÇOK”Laparoskopik Reflü Ameliyatları ile hastaların büyük çoğunluğu yüzde 90’dan fazlasının reflü şikayetlerinden kurtulabildiğini anlatan Op. Dr. Yücel Polat, “Ameliyat sonrası ilaç kullanan hasta sayısı oldukça azdır. Yemek yeme alışkanlıklarının, beslenme ve stres kontrolünün sağlandığı hastalarda ilaca bile gerek kalmayabilir. Bu ameliyat şeklinde amaç, varsa mide fıtığını tamir etmek ve asitin yukarı kaçmasını engelleyen sistemi düzeltip, sağlamlaştırmaktır. Bu nedenle en sık tercih ettiğimiz yöntem “Laparoskopik Nissen Funduplikasyon” yöntemidir. Laparoskopik reflü ameliyatı sonrasında hastalar bir gün hastanede yatarlar ve ameliyat sonrasındaki gün gıda alabilirler. Bu yöntemde hasta daha az ağrı çeker. Hastanede kalış süresi kısadır. Genel olarak ameliyat sonrası 1 günlük hastane süresi yeterli oluyor. Ameliyattan sonraki gün kişi normal hayatına devam edebiliyor. Özlediği lezzetlere ulaşmanın tarifi tabi ki inanılmaz. Hastalarımız “Yeniden Doğmak“ gibi diyerek hissettiklerini bizimle paylaşıyorlar” dedi.“ESKİ AMELİYATLARDAN ÇOK FARKLI”Laparoskopik yöntemin faydaları eski ameliyatlardan çok farklı olduğunu belirten Op. Dr. Yücel Polat, ”Açık ameliyatta yaklaşık 20-30 santim karın yarası oluşuyor. Bu yaraya ait mikrop kapma riski daha fazla oluyor. Ayrıca Yaklaşık yüzde 10 hastada bu yaradan fıtık oluşma riski mevcut. Laparoskopik ameliyatta ise bu tür sorunlara çok ender rastlanıyor. Laparoskopik ameliyatta 1 santimden küçük 4 ya da 5 yara oluyor. Bu nedenle sadece sağlık değil, kozmetik olarak da açık ameliyata göre belirgin olarak üstünlük taşıyor” şeklinde konuştu. Yemek borusu ile mide arasındaki bu çok özel kapı normalde sadece yiyecekler yutulurken açılıyor. Gıdaların yemek borusundan mideye geçişinden bu sistem sorumlu. Yemek borusu ile mide arasında görev yaparak asitli mide sıvısının ve mide içeriğinin yemek borusuna geri kaçmasına asla izin vermiyor. Kapağı oluşturan dairesel kaslar sadece yutkunma sırasında gevşiyor. Ağzınızda çiğnemekte olduğunuz yemeği yuttuğunuzda kapağa açılması için gereken sinyali otomatik olarak göndermiş oluyorsunuz. Kapak mekanizması şu ya da bu nedenle bozulduğunda midenin asit içeriği yemek borusuna geri kaçıyor. Aside hiç alışık olmayan, alkali yapıdaki yemek borusunu kaplayan “mukoza”, yani “örtü” tahriş oluyor. Başlangıçta, yapısal hasar henüz hafifken, sadece yatar pozisyonda ya da ayakkabınızı bağlamak için eğildiğinizde oluşan kaçaklar bir süre sonra siz otururken, ayakta dururken de gerçekleşebiliyor. İşte bu “geri kaçma” durumunda yabancı kökenli bir sözcük kullanılarak “reflü” NELER?Mide ekşimesi ya da mide yanması yaşamanız, ağzınıza acı, ekşi suların gelmesi çok tipiktir. Özellikle gece yatağa uzandığınızda, bu şikâyetlere göğüs ağrısı, yutma güçlüğü, ses kısıklığı, inatçı bir öksürük, hırıltılı solunum ve astımı andıran bir nefes darlığı eşlik ediyorsa aklınıza hemen reflü gelsin. Bu şikâyetler, yağlı yiyecekler, domates, portakal, greyfurt, kırmızıbiber ya da soğan gibi besinlerle ya da alkol içtiğinizde daha da artıyorsa bilin ki siz de “reflü kulübü”ne katıldınız. Fazla ve çok hızlı yemek, stres, üzüntü ya da heyecan sorunu tetikliyorsa, teşhisinizi perçinleyebilirsiniz. Tabii, kesin tanı her zaman doktorunuz tarafından konacaktır. O da büyük olasılıkla gastroskopi denilen endoskopik inceleme yöntemini önerecek ve bir ışık-mercek kaynağı içeren boru ile yutak borunuzun ve midenizin incelenip sıvı ve doku örnekleri alınarak kesin tanının teyidini isteyecektir. BİR BİLGİDört soruda reflü1. Midenizin üstünde bir ağrı, yanma, ekşime, kaynama ya da spazm hissediyor musunuz?2. Zaman zaman ağzınıza acı, ekşi ya da tuzlu bir sıvının geldiğini hissediyor musunuz? Bu durum sık tekrarlıyor mu? Sıvının içinde yemek artıkları da olduğu oluyor mu? Özellikle yatarken ağzınıza gelen bu artıklar yüzünden yataktan fırlamak zorunda kalıyor musunuz?3. Günün herhangi bir saatinde, özellikle de geceleri inatçı bir öksürük nöbeti yaşıyor musunuz?4. Tekrarlayan ses kısıklığı probleminiz var mı? Kulak burun boğaz uzmanı ses tellerinizde ödem, şişme ya da tahriş olduğunu söyledi mi?Yukarıdaki soruların üç tanesine “evet” yanıtı vermeniz reflü tanısı almanıza NOTTedavisi var mı?Reflü mutlaka tedavi edilmesi gereken bir sağlık problemi. Doğru tedavi edilmezse, yemek borusunun alt ucunda daralmaya, ülsere ve bazı durumlarda da dokusal değişimlere neden olabilir. Dokusal değişimlerin kansere dönüşebileceğini de unutmayın. Kısacası reflü sorununuz varsa, sorunu ciddiye almanız gerekiyor. Reflü tedavisinde anti-asit grubu ilaçlar ve mide asidini azaltan H2 baskılayıcıları kullanılıyor. Tedaviye yanıt vermeyen, kanama ve yemek borusu darlığı gibi sorunlar yaşayanlarda cerrahi müdahale de düşünülebilir. Bununla birlikte, yaşam tarzı ve beslenme alışkanlıklarıyla yakından ilişkili olan bu sorunun çözümünde sadece ilaçlara bel bağlarsanız işiniz çok zor! Alkolü sınırlamadan, sigarayı bırakmadan, fazla kiloları verip stresi azaltmadan ve reflüye yol açan besinlerden uzaklaşmadan ondan UYARIReflü ilaçları masum mu? Reflü ilaçlarını, aynı depresyon ilaçları gibi, suiistimal ediyoruz! Maalesef, ilaç tüketimi açısından sorunlu ve sorumsuz bir toplumuz. Benden söylemesi “Bol acılı kebap yedim, ilacımı içerim reflüm geçer” tarzı bir yaklaşımdan kurtulmanız gerekiyor. Evet, reflü ilaçları, mide asidinin oluşmasını engeller. Ama mide asidi oluşamadığı zaman da, ölmesi gereken mikroplar canlı kalır! Reflü ilaçlarını çok sık ve çok fazla kullananlarda akciğer enfeksiyonu ve zatürree gibi hastalıklara daha sık rastlanmasının arkasında yatan neden işte budur. Yine, reflü, gastrit ve benzeri sorunlarla karşılaştığımızda –artık doktorumuza bile sormaya gerek duymadan– kullandığımız Famotidin, Ranitidin, Pantoprazol, Lansoprazol gibi mide ilaçlarının, B12 vitamini ve demirin emilimini azalttıklarını biliyor musunuz? Uzmanlar, son yıllarda giderek artan ve ciddi bir sağlık sorunu haline gelen B12 vitamini eksikliğinin, biraz da bu ilaçların bilgisiz ve kontrolsüz kullanımıyla bağlantılı olabileceğini belirtiyorlar. Dahası bu ilaçların demir ve kalsiyum emilimini de etkileyebileceklerinin altını çiziyorlar. Demir eksikliği kansızlığa, unutkanlığa ve yorgunluğa, kalsiyum eksikliği ise kemik yoğunluğunun azalmasına, yani osteoporoza neden olabiliyor. Yani, gelişigüzel yutuverdiğiniz mide ilaçları sizi ciddi sağlık problemleriyle baş başa bırakabilir! Bu ilaçların midede polip oluşumuna yol açabileceğini ve mide duvarını inceltebileceğini de unutmayın. Doktorunuz önermedikçe bu ilaçlardan uzak durmanızda ve asla rasgele kullanmamanızda fayda OLANLARNe yemeli, yememeli? * Rafine ürünleri, unlu, şekerli besinleri azaltın.* Kızartmaları en aza indirin.* Fast-food yiyeceklere dokunmayın.* Aşırı yağlı yiyeceklerden uzak durun.* Akşam yemeğini erken yiyin ve hafif bir öğün olmasına özen gösterin.* Bol ve sık su için.* Diyetinizde yoğurt ve kefir gibi probiyotik zengini besinlere yer verin.* Portakal suyu, domates suyu, limon, limonata, greyfurt suyuna dikkat! Bu içecekler reflüyü tahrik edebilir.* Çiğ kuru soğan, kızarmış patates ve kepekli yiyeceklerin reflüyü tetiklediği biliniyor.* Çay, kahve ve çikolata problemi TAVSİYEReflünüz varsa...Yaşantınızda yapacağınız bazı düzenlemelerle, ilaç kullanmadan da reflü sorununuzu kontrol altına alabilir, hatta tamamen ortadan kaldırabilirsiniz!* Yatmadan önce bir şey yiyip içmeyin. Özellikle yatmadan iki saat önce yemek yemeyi ve bir şeyler içmeyi tamamen bırakın.* Sigara ve alkol kullanmayın. Bilhassa bira ve şarap gibi mayalı içkilerden uzak durun.* Kimse pek bilmez ama sigara asit salgısını uyaran ve mide kapakçık basıncını azaltan bir etkiye sahiptir.* Yatağınızın baş kısmını yükseltin.* Sol tarafınıza yatın, çünkü sağ tarafınıza yattığınızda midenizdeki muhteviyatın yemek borusuna kaçma ihtimali artar.* Sık ve az yiyin. Fazla kilolarınız varsa verin.* Dar kıyafetler giymemeye özen gösterin.

mide kapakçığı ameliyatı olanların yorumları