ATATÜRKVE TİYATRO Daver Darende “Tiyatro yalnız hoş vakit geçirme, bir eğlence aracı değildir. Bir ulusun fikri seviyesini, yaşayışını ve zevkini de yansıtan büyük bir sanat dalıdır. En yakın zamanda bir 'Temsil Akademisi' kurulacaktır.” Ulu Önder Atatürk’ün 1932 yılı nisan ayında Ankara Halkevi’nde söylediği bu sözler belleklerden silinmedi. Atatürkün dinle ilgili kendi ağzından ve elinden kayıtlara geçmiş birçok veri olmasına rağmen, belki de bunların birbiriyle çelişmesinden dolayı, onun din anlayışını belirlemede birbirinden oldukça farklı görüşler ortaya çıkmıştır. Hakikatta peygamberin ilk söylediği Kuran ayetinin ne olduğu malûm ve belki atatürke ait olmayan fakat onunmuş gibi kullanılan sözlerdir. bazılarını atatürk bizzat araklamış ama bazıları da ölümünden sonra kemalizm hastalı rastgele kitap film dizi müzik yardımlaşma özellik bilgi spor nickalt atatürk'ün kadınlar hakkında söylediği sözler 5 . atatürk'ün söylemediği sözler 5 . cgwAy. Atatürk'ün Sevdiği ve dinlediği şarkılardan bazıları Benim Tatlı Esmerim Bahçenizde Bir Gül Olsam Koklar mısın Gülümden Amanın Güzelim Söyle Ruhum Sevdan Beni Kaç Yıl Yakacak Aşk Denilen Cellata Gelin Havası Zurna ile Pehlivan Güreşleri Havası Zurna ile Aman Beyim Kadın Kıyma Canıma Gözlerim Arıyor Seni Her Yerde Ayrılamam Ölsem Bile Dağları Hep Kar Aldı Gönül Durmaz Su Gibi Çağlar Girdi Gönül Aşk Yoluna Yüzüne Dolan Her Gece Gözün Aydın Tam Üç Sene Beyoğlu'ndan Geçerken Gece Gel Eğlenelim Çamların Altında Dinlenelim Ağlarım Çağlar Gibi Fırat Bingöllerden Süzülürsün Demedim Hiç Ona Kimsin Ah Kadın Ah O Kadın Bahçenizde Sümbül Olsam Sevdiğiniz Bir Gül Olsam Köpürsün Badeler Taşsın Dökülsün Neş'eler Gelsin Süzüp Süzüp de Ey Melek, O Çeşm-i Nim-Habını Bir Nev-Civansın Şuh-i Cihansın Etme Beyhude Figan Vazgeç Gönül Çiçekten Nağmeden Bir Deste Bağlar Ey Gül Ne Acep Sende Acep Uşşaka Eziyet mi Çoğaldı Ömrüm Seni Sevmekle Nihayet Bulacaktır Biz Heybeli'de Her Gece Mehtaba Çıkardık Yemenimin Uçları Allı Yemeni Kıldı Zülfün Tek Perişan Ay Öperken Suların Göğsünü Balkonda Saatlerce Düşündüm Gönlüme Ayrılık Acısı Çöktü Sahilde Saba Rüzgarı Yavrum Diye Sızlanayım Kaşlar Kara Gözler Kara Mevlana Atatürk'ün müzile ilgili söylediği sözler Mustafa Kemal Atatürk, milli kültürün önemli bir parçası olan sanata çok değer verilmesi gerektiğini bildiği için, sanatkârı temelli teşvik ve takdir etmiştir. "Türk milletinin yücelmesinde, başlıca hareket unsuru olan milli kültür ve sanatın gelişmesi" Atatürk'ün başlıca isteğiydi. Atatürk bu konudaki çeşitli konuşmalarında, hep Türk milletinin ve dolayısıyla Türk sanatının, milletin hayatındaki önemine işaret etmiş, Türk sanatının ileri hamlelerle, çağdaş uygarlık seviyesine ulaşması gerektiğini vurgulamıştır. Atatürk, Türk milletinin varlığına yönelik bütün değişikliklerin milli ve medenî temellere dayanmasını istiyordu. Sanatta ve kültürde köklü bir geçmişe sahip olan Türk milletinin lâyık olduğu seviyeye ulaşması, onun temel emeli ve ideali olmuştur. Atatürk, milletin hayatında gerçekleştirilmesi gereken bütün değişikliklerin zorlama ile olmayacağını, alıştırıcı ve inandırıcı bir tutumla oluşturulması gerektiğine inandığı için, özellikle Türk musıkisinde bu sistemin uygulanmasını gerekli görmüştür. Atatürk'ün emirleriyle kurulan Cumhurbaşkanlığı orkestrasının bir konserinden sonra, Atatürk şöyle söylemiştir "Halkın da musıki ihtiyacını düşünmek gerekir. Halkın musıki zevkinin gelişmesi için bu musıkiye batı musıkisine alışması ve bu musıkiden hoşlanması için, köklü bir musıki eğitimine ihtiyaç vardır." Nitekim, Devlet konservatuarının temeli olan musıki muallim mektebinin 1925 büyük Atatürk'ün bu işareti üzerine gerçekleştirilmiştir. Musıki muallim mekteplerinin amacı sanatçıdan çok orta öğretim için öğretmen yetiştirmekti. İkinci adım, bir milli musıki ve temsil akademisinin kurulmasıydı. Atatürk, musıkinin sadece nazarî didaktik bir uğraşı olarak değil, pratik ve uygulayıcı bir sistemle geliştirilmesini vurgulamış oluyordu. Kurulan musıki muallim mektebinin sanatkârdan çok, öğretmen yetiştirmek amacına yönelik olması, genç öğretmenler mârifetiyle, memleket sathında bir musıki eğitiminin gerçekleştirilmesini sağlamaktı. Büyük Atatürk "Yüksek bir insan cemiyeti olan Türk milletinin tarihî bir niteliğinin de, güzel sanatları sevmek ve bu sahada yükselmek olduğunu" söylerken, Türk milletinin yüksek karakterine ve çalışkanlığına, milli birlik ve parlak zekâsına bilgiye bağlılığına ve yürek bütünlüğüne güvenini belirtiyor, milletin bu niteliğini her çeşit vasıta ve tedbirlerle besleyerek geliştirilmesinin milli ülkümüz olduğunu ve bugünkü dünya içinde, tam anlamıyla medeni bir toplum içinde, yer alması gerektiğine önemle işaret etmiş oluyordu. Atatürk, her konudaki düşüncelerini berrak bir akışla ifade etmiştir. Atatürk, elbette bir musıkici değildi, fakat derin bir musıki anlayışına ve zevk üstünlüğüne sahipti. Şu sözleri bunu anlatmaktadır "Bir çok defa bu musıkinin Türk musıkisinin tam haysiyetini bulamıyoruz. İşte bu dinlediğimiz musıki hakiki bir Türk musıkisidir ve hiç şüphesiz yüksek bir medeniyetin musıkisidir. Bu musıkiyi dünyanın anlaması lâzımdır. Onu bütün dünyaya anlatabilmek için, bizim milletçe bugünkü medeni dünyanın seviyesine yükselmemiz gerekir." Atatürk, musıkimizi bütün dünyaya anlatabilmek için, milletçe medeni dünyanın seviyesine yükselmemiz gerektiğine işaret ederken, bizim için, tarihin karanlıklarında ve derinliklerinde kalmış, zengin bir musıki kültürünün gerçek değerlerini meydana çıkarmak, özellikle musıki şuuru, duygusu ve bilgisini, aynı kuvvet ve heyecanla, yeni nesillere aktarmanın gereğine işaret etmek istemişlerdir. Eski ve köklü bir geçmişe sahip millet olarak, kültürde olduğu kadar milli ve toplumsal hayatımız için de, önemli olan musıkinin, bizde alaturka- alafranga meselesi, olmakta devam etmesindeki kısır çekişmeleri de Atatürk; 1 Kasım 1934 günü Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde, meclis kürsüsünden söylediği şu sözlerle ülküleştirmiştir. "Arkadaşlar! Güzel sanatların hepsinde ulus gençliğinin ne türlü ilerletilmesini istediğinizi biliyorum. Bu yapılmaktadır. Ancak bana kalırsa bunda çabuk, en önde götürülmesi gerekli olan Türk musıkisidir. Bir ulusun yeni değişikliğine ölçü, musıkide değişikliği alabilmesi, kavrayabilmesidir. Bugün dinletilmeğe yeltenilen musıki, yüz ağartacak değerde olmaktan uzaktır, bunu açıkça bilmeliyiz. Ulusun ince duygularını düşüncelerini anlatan, yüksek deyişlerini, söyleyişlerini toplamak, onları genel musıki kurallarına göre işlemek gerekir, ancak Türk ulusal musıkisi böyle yükselebilir, evrensel musıki de yerini alabilir. Kültür işleri bakanlığının buna değerince önem vermesini, kanunun ona yardımcı olmasını dilerim." Büyük Atatürk, yıllar önce söylediği bu sözleriyle, Türk musıkisi politikasının sağlam temeller üstünde geliştirilmesinde, temel ilkeyi tespit ediyor, Türk milletinin güçlü bir musıki potansiyeline sahip olduğunu bilerek, bu musıkinin layık olduğu biçimde, çağdaş medeniyet kurallarına göre geliştirilmesini istiyor, Türk gençliğine ve sanatına yeni ve ışıklı ufuklar açıyordu. Atatürk, bütün memleket işlerinde olduğu gibi, kültür ve sanat varlığımızda da, dünya ölçüsünde bir yeniliğe ve başarıya ulaşmanın böyle mümkün olabileceğini, musıkide milli olabilmenin dayandığı temel unsurlardan biri olan folklor değerlerinden faydalanmanın önemini de belirtmiş oluyordu. Nitekim bir başka zaman da şöyle söylemiştir" Bizim musıkimiz Anadolu halkından işlenebilir." Atatürk, bu sözleriyle de, memleketin Milli Kültür hazinesi olan halk musıkisini araştırılarak, ilmî esaslar ve metodlarla kültür canlılıklarıyla ortaya konulmasını vurgulamış oluyordu. Atatürk Türk musıkisine alaturka damgasını vuranlardan değildi, hele Arap, Fars ve Bizans musıkilerinden etkilenmiş olduğu görüşünü asla tasvip etmemiştir. Alaturka, her ne kadar, Türk'e mahsus, Türkvâri gibi bir anlama geliyorsa da, bunu tezyif yollu kullanmayı âdet edinenler vardır. Başı bozukluk, gerilik, uyuşukluk gibi anlamlarda kullanılmak istenmektedir. Gerçekde Türk musıkisinin, bu anlayışla vasıflandırılması son derece âmiyâne bir yakıştırmadır. Atatürk'e ait olduğu söylenen bazı sözler, yanlış aktarılmış, ya da naklederler, işlerine geldiği gibi yorumlamışlardır. Bunlardan biri şudur "Esas müzik batı müziğidir, ulusumuz için de bu müziği normal görmeliyiz." Türk musıkisini sevmeyenler, daha doğrusu bilmeyenler, musıkimizi temelli hor görmüşlerdir. Onlara göre, alaturka musıki; Bizans, Arap ve Fars musıkilerinin etkisinde kalmıştır. Tek sesli olması dolayısıyla de iptidâidir. Daha da ileri giderek "Kozmopolit ve egzotik, melankolik bir havası vardır, onun için bu musıkiyi kaldırıp atmalı, batı müziğini almalıdır." Atatürk'e mal edilen bu sözler, nakledenlerin yorumladıkları şekilde ise, aynı konularda belgeleşmiş sözleri de vardır ki, tam bir çelişki meydana geliyor demektir. Atatürk, gibi bir insan, böyle bir çelişkiye düşmezdi. Şu halde bu sözler, ya noksan, ya da yanlış aksettirilmiş ya da Atatürk bunları başka maksatla söylemiştir. Bâzı müfrit muhafazakârlar da Atatürk'ün batı musıkisini sevmediğini, dinlemekten hoşlanmadığını ileri sürmüşlerdir. Her ikisi de doğru değildir. Atatürk, hiçbir zaman Türk musıkisini tezyif yollu, yerme ve kötülemede bulunmamış, tersine; "Yüksek bir medeniyetin musıkisi olduğunu." söylemiştir. Atatürk "Bir ulusal eğitim programından söz ederken, yabancı düşüncelerden, doğudan ve batıdan gelebilen bütün etkilerden arınmış, ulusal birliğimize, gelenek ve tarihimize uygun bir kültür kasdediyorum, herhangi bir yabancı kültür, şimdiye kadar takibedilen yabancı kültürlerin bozucu sonuçlarını tekrar ettirebilir. Kültür, ortamla uyumlu olmalıdır. Bu ortam ulusun öz benliğidir." diyor. Temmuz 1924 Böyle söyleyen Atatürk, doğrudan doğruya "Bizim için esas müzik batı müziğidir, bu müziği ulusumuz için normal görmeliyiz." sözünü yorumlayan biçimde söylenmiş olabilir mi? Atatürk, Türk musıkisinin en iyi şartlarla korunmasını ve geliştirilmesini istiyor, batı musıkisini de seviyor ve hoşlanarak dinliyordu. Halkı çoksesli musıkiye alıştırmada eğitici bir yol tutulmasını, batıya yönelik çalışmalarda, çağdaş milletler seviyesine ulaşma safhalarında, musıki ürünlerinin önemli yeri olduğunu takdir ederek, milli bütünlüğümüzü belirten, kültür değerlerimizi ve geleneklerimizi göz önünde tutarak, milli ve evrensel literatürden de faydalanarak, Türk musıkisinin kudretini batı dünyasına tanıtmak ve göstermek gerektiğine inanıyordu. Bu, Türk duygusunu ve milli heyecanını batı ölçüleri ve tekniği içinde işleyerek, bütün dünyaya tanıtmak demektir. i kimi insanların atatürk'ü tabulaştırması, her söylediğinin doğru kabul edilmesi, her yaptığının taklit edilmesi sonucu abuk sabuk lafların kendisine mal edilmesiii gayet ünlü özdeyişlerin atatürk'e ithaf edilmesi.bkz türk şöförü en asil duygunun insanıdırbkz adalet mülkün temelidir atatürk'un fransız devrimi için sarf ettiği "küçük kıvılcımlar büyük yangınlara sebebiyet verebilir" sözünün izmir - basmane itfaiyesinde mermer üzerine yazıldığını görmek bu durumun en dumura uğratan yanı olsa typo. sağlam kafa sağlam vucutta bulunur gibi sözlerdir. $oyle bir soz de ithaf edilmi$tir kendisine"bana her $ehirden bir ayi getirin, kastamonu'dan da tuttugunuzu getirin" bir tane vardı ki lösemli çocuklar derneğinin broşürü gibi brir yerde aktarıyorum..çocuklar ne tatlı şeyler,demek ki biz de böyleymişiz..-mustafa kemal atatürk "çocuklar duymasın'ı takdirle izliyorum" "ismet saat kac." bu söz bazi saatcilerin duvarlarinda asilidir. "şoför, arkasında en gizli devlet sırlarının bile konuşulabildiği insandır. "şoförler odası girişinde asılıdır. "türk overlokçusu sözünün eridir" ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri takip etmek için giriş yapmalısın. Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk sanata ve sanatçıya her zaman değer vermiştir. Bu sayfamızda Atatürk’ün Müzik İle İlgili Düşünceleri, Atatürk’ün müzik ile ilgili sözleri, Atatürk’ün müzik ve sanat ile ilgili sözleri, atatürkün müzik ile ilgili düşünceleri, Atatürk’ün müziğe verdiği önem bulunmaktadır. Mustafa Kemal Atatürk’ün müzikle ilgili sözleri ve görüşleri Müzik, yαşαmın bir pαrçαsı değil kendisidir. Yαni Hαyαt Müziktir.’ Müzik ile αlαkαsı olαn tek vαrlık, insαndır. Müziksiz bir hαyαt dα zαten mevcut değildir Müzik hαyαtın neşesi, ruhu, sevinci ve her şeyidir. Sαnαtsız kαlαn bir milletin hαyαt dαmαrlαrındαn birisi kopmuş demektir’’ ’Efendiler! Hepiniz milletvekili olαbilirsiniz! Bαkαn olαbilirsiniz! Hαttα Cumhurbαşkαnı olαbilirsiniz! Fαkαt sαnαtkαr olαmαzsınız! Sαnαt güzelliğin ifαdesidir. Bu ifαde söz ile olursα şiir, nαğme ile olursα musiki, nαkş ile olursα ressαmlık, oymα ile olursα heykeltırαşlık, binα ile olursα mimαrlık olur. Bir millet sαnαt ve sαnαtkαrdαn yoksunsα, tαm bir hαyαtα sαhip olαmαz. Güzel sαnαtlαrın hepsinde ulus gençliğinin ne türlü ilerletilmesini istediğinizi bilirim. Αncαk bundα en çαbuk, en önde götürülmesi gerekli olαn Türk müziğidir. Bir ulusun yeni değişikliğine ölçü, musıkide değişikliği αlαbilmesi, kαvrαyαbilmesidir. Hαyαtlαrını büyük bir sαnαtα vαkfeden bu çocuklαrı sevelim. Ulusαl; ince duygulαrı, düşünceleri αnlαtαn; yüksek deyişleri, söyleyişleri toplαmαk, onlαrı bir αn önce, modern müzik kurαllαrınα göre işlemek gerekir. Αncαk bu düzeyde Türk ulusαl müziği yükselip, evrensel müzikte yerini αlαbilir. Αtatürk ve Müzik Sαnαtçı, toplumdα uzun çαlışmα ve uğrαşlαrdαn sonrα αlnındα ışığı ilk hisseden insαndır. Hαlkın dα musıki ihtiyαcını düşünmek gerekir. Hαlkın musıki zevkinin gelişmesi için bu musıkiye bαtı musıkisine αlışmαsı ve bu musıkiden hoşlαnmαsı için, köklü bir musıki eğitimine ihtiyαç vαrdır. Bir ulusun yeni değişikliğinde ölçü, müzikte değişikliği αlαbilmesi, kαvrαyαbilmesidir. Birçok defα bu musıkinin Türk musıkisinin tαm hαysiyetini bulαmıyoruz. İşte bu dinlediğimiz musıki hαkiki bir Türk musıkisidir ve hiç şüphesiz yüksek bir medeniyetin musıkisidir. Bu musıkiyi dünyαnın αnlαmαsı lαzımdır. Onu bütün dünyαyα αnlαtαbilmek için, bizim milletçe bugünkü medeni dünyαnın seviyesine yükselmemiz gerekir. Biz Bαtı musikisini sαygıylα dinlediğimiz gibi, bizim musikimiz de bütün dünyαdα sαygıylα dinlenilecek bir hαlde olmαlıdır. Atatürk’ün müzik ile ilgili görüşleri Mustafa Kemal Atatürk Müziğe ve sanata çok önem verirdi. sanatçılara ve müzisyenlere değer verir, müzik ve sanatın özel bir yetenek gerektirdiğine inanırdı. Onun zamanında yurt dışına sanatçı ve müzisyenler gönderilerek eğitim almaları sağlanmıştır. Sanatçı ve Müzik öğretmeni yetiştirmek amacıyla Musıki Muallim Mektebi’nin açılmasına öncülük etmiştir. Mustafa Kemal Atatürk müziği hayatın her alanında olması gerektiğini düşünmüştür. Αtatürk’ün Sevdiği Şarkılar ve Türküler, Αtatürk’ün Sevdiği Şarkıların isimleri, Αtatürk’ün Sevdiği eserler Kışlαr Doldu Bugün, Mızıkα Çαlındı Düğün mü Sαndın, Αtα Bαrı, Dαğlαr Dαğlαr Αliş’imin Kαşlαrı Kαre Kırmızı Gülün Αli Vαr Sαrı Zeybek, Köroğlu Solαğı, Sαrı Kurdelem Sαrı, Hαvαdα Bulut yok, Vαrdαr Ovαsı, Hoş Gelişler Olα Mustαfα Kemαl Pαşα, Yαnık Ömer, Dαğlαr Dαğlαr Virαn Dαğlαr, Köşküm Vαr Deryαyα Kαrşı, Sonbαhαrdα Guru Dα Meşe Yαnıyor Efem. Bu yazıda Atatürk’ün müzik ile ilgili görüşleri ve sözleri, atatürk’ün sanat ve müzik ile ilgili sözlerinden bir tanesi, atatürkün müzikle ilgili sözleri madde halinde, atatürkün müzik ile ilgili düşünceleri,atatürkün müzik ile ilgili duygu ve düşünceleri, atatürkün müzik ile ilgili duygu ve düşünceleri nelerdir, atatürkün müziğe bakış açısı bulunur. Atatürk'ün sanatla ilgili söylediği özlü sözlere geçmeden önce arkadaşlarım dilerseniz sanat nedir ? Ve sanatla ilgili dünya düşünürlerinin söylediği şeyler nelerdir onlara bir bakalım isterseniz. Sanatın Tanımı Sanat, insanlık tarihinin her döneminde var olan bir olgudur. İnsanlığın geçirdiği evrimler yaşama biçimlerini, yaşama bakışlarını, sanat biçimlerini ve sanata bakışlarını değiştirmiş, her dönemde ve her toplumda, sanat farklı görünümlerde ortaya çıkmıştır. Bugün sanatın "duygusal ve düşünsel etkileme gücü"ne sahip oluşu daha belirleyicidir. Bu anlayışa en uygun tanımı yapan Thomas Munro'ya göre; "sanat doyurucu estetik yaşantılar oluşturmak amacıyla dürtüler yaratma becerisidir." Sanat, güzel ile uğraşır. Güzel göreceli bir kavramdır. Kendi içinde tutarlı bir bütünlüğü taşıyan şey çirkin, acı verici, iğrendirici bile olsa estetik açıdan güzeldir. Sanat, nesnel ve öznel yaklaşımlara göre farklı açıklanır. Nesnel yaklaşımda sanat, toplumsal etkilerle, öznel yaklaşımda ise salt bir bireysellikle yaratılır. Sanat İçin Ne Dediler Kant'a göre; sanatın kendi dışında, hiçbir amacı yoktur. Onun tek amacı kendisidir. Güzel Sanatı ancak deha yaratabilir. Hegel'e göre; sanattaki güzellik doğadaki güzellikten üstündür. Sanat, insan aklının ürünüdür. Kendisine doğanın taklidinden başka amaç bulmalıdır. Marks'a göre; yaratıcı eylem, insanın ve doğanın karşılıklı etkileşiminin bir aşamasıdır. Bu, toplumsal bir karakter taşır. Sanat, yaşamı insanileştiren bir olgudur. Araştırıcı, yaratıcı, çok yönlü tümel insana ulaşma çabası içinde sanatlar gelişebilir. B. Croce; güzelliğin yerine anlatımı öne çıkarır. Sanat, sezginin ve anlatımın birliğidir. Bireysel ve teorik bir etkinliktir. Doğa, sanatçının yorumu ile güzel olabilir. Sonuç olarak Sanat, deha düzeyindeki zekanın, var olana karşı tepkisinin, tutarlı bir bütünlük içerisinde somutlaştığı bir alandır. Sanatçı, zekası ve sezgileriyle çağının önünde giden insan olduğu için, gerçek sanatın anlayanı azdır. Onu anlamak için çaba gerekir. Atatürkün sanatla ilgili söylediği sözler sözleri ve özdeyişler Sanatkar el öpmez; sanatkarın eli öpülür! Sanatçı, esaslı kültür sahibi olmalı ve tarihi iyi bilmelidir. Sanatsız kalan bir milletin hayat damarlarından biri kopmuş demektir. Aydın ve dindar olan milletimiz, ilerlemenin sebeplerinden biri olan heykeltıraşlığı en üst derecede ilerletecek ve memleketimizin her köşesinde atalarımızın ve bunlardan sonra yetişecek evlatlarımızın hatıralarını güzel heykellerle dünyaya ilan edecektir. Hepiniz milletvekili olabilirsiniz, bakan olabilirsiniz… Hatta cumhurbaşkanı olabilirsiniz. Fakat sanatkar olamazsınız. Yüksek bir insan topluluğu olan Türk Milleti’nin tarihi bir özelliği de, güzel sanatları sevmek ve onda yükselmektir. Güzel sanatlarda muvaffak olmak, bütün inkilaplarda başarıya ulaşmak demektir. Güzel sanatlarda muvaffak olamayan milletler ne yazık ki, medeniyet alanında yüksek insanlık sıfatıyla yer almaktan ilelebet mahrum kalacaklardır. Bir milletin sanat yeteneği güzel sanatlara verdiği değerle ölçülür. İnsanlarda bir takım ince, yüksek ve asil duygular vardır ki insan onlarla yaşar. İşte o ince, yüksek, derin ve asil duyguları en çok duyabilen ve diğer insanlara duyurabilen şairdir. Bir milletin yenileşmesinde ölçü, musikide değişikliği alabilmesi, kavrayabilmesidir. Bir millet sanattan ve sanatkardan mahrumsa, tam bir hayata sahip olamaz. Böyle bir millet bir ayağı topal, bir kolu çolak, sakat ve alil bir kimse gibidir. Hayatlarını büyük bir sanata vakfeden bu çocukları sevelim. Dünyada medeni olmak, ilerlemek ve olgunlaşmak isteyen herhangi bir millet mutlaka heykel yapacak ve heykeltıraş yetiştirecektir. Güzel sanatların her dalı için, göstereceği ilgi ve emek, milletin insani ve medeni hayatı ve çalışkanlık veriminin artması için çok etkilidir. İnsanlar olgunlaşmak için bazı şeylere muhtaçtır. Bir millet ki resim yapmaz, bir millet ki heykel yapmaz, bir millet ki fennin gerektirdiği şeyleri yapmaz; itiraf etmeli ki o milletin ilerleme yolunda yeri yoktur. Güzel sanatların hepsinde, ulus gençliğinin ne türlü ilerletilmesini istediğinizi bilirim. Bu yapılmaktadır. Ancak bunda en çabuk, en önde götürülmesi gerekli olan Türk musikisidir. Bir ulusun yeni değişikliğinde ölçü, musikide değişikliği alabilmesi, kavrayabilmesidir. Milletimizin güzel sanatlar sevgisini her türlü vasıta ve tedbirlerle besleyerek inkişaf ettirmek milli ülkümüzdür. Güzel sanatlara da alakanızı yeniden canlandırmak isterim. Ankara’da bir Konservatuvar ve Temsil Akademisi kurulmakta olmasını zikretmek, benim için bir hazdır. Güzel Sanatların her şubesi için Kamutay’ın göstereceği alaka ve emek, milletin insani ve medeni hayatı ve çalışkanlık veriminin artması için çok etkilidir. Millet, ince duygulan, düşünceleri anlatan, yüksek deyişleri, söyleyişleri toplamak, onları bir gün önce, genel son musiki kurallarına göre işlemek gerekir. Ancak bu sayede, Türk milli musikisi yükselebilir, evrensel musikide yerini alabilir. Sanat güzelliğin ifadesidir… Bu ifade söz ile olursa şiir, nağme ile olursa musiki, nakş ile olursa ressamlık, oyma ile olursa heykeltıraşlık, bina ile olursa mimarlık… olur. Kültür, okumak, anlamak, görebilmek, görebildiğinden anlam çıkarmak, ders almak, düşünmek ve zekayı geliştirmektir. Hayatta müzik lazım değildir. Çünkü hayat müziktir. Müzik ile ilgisi olmayan varlıklar insan değildirler. Eğer söz konusu olan hayat, insan hayatı ise müzik mutlaka vardır. Müziksiz hayat zaten mevcut olamaz. Müzik hayatın neşesi, ruhu, sevinci ve her şeyidir. 14 Ekim 1925 İzmir Kız Öğretmen Okulu Sanatkar, toplumda uzun çaba ve çalışmalardan sonra alnında ışığı ilk duyan insandır. Güzel sanatların hepsinde, ulus gençliğinin ne türlü ilerletilmesini istediğinizi bilirim. Ancak bunda en çabuk, en önde götürülmesi gerekli olan Türk müziğidir. Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK Atatürk'ün Sanat Hakkında Söylediği sözler, Atatürkün Sanat için Söyledikleri Atatürk, sanatı seven, sanatçılara değer veren ve onları destekleyen bir devlet adamıdır. Çocukluğundan itibaren sanata ilgi duymuş ve sanatın bazı dallarıyla çok yakından ilgilenmiştir. Gençliğinde şiir ve edebiyata yakınlık duymuş, Namık Kemal'in şiirlerini okumuş ve ondan etkilenmiştir. Atatürk'ün kaleme aldığı ve 1927 yılında Türkiye Büyük Millet Meclisinde okuduğu "Nutuk" adlı eseri, Atatürk'ün en büyük edebî eseridir. Yazmış olduğu "Oğuz Oğulları" adlı şiir de Atatürk'ün şiir konusundaki yeteneğini sergileyen ve her Türk'ün okuması gereken bir eserdir. Atatürk, şiir ve edebiyat dışında müziğe de büyük bir ilgi duymuştur .Şarkı ve türküleri dinlemekten büyük bir zevk alan Atatürk, zaman zaman okunan şarkılara eşlik etmiş, oynanan halk oyunlarına katılmıştır Bazı Rumeli türküleri, onun sesinden notalara dökülmüş ve müzik repertuarımızda yer almıştır. Atatürk, askerî ataşe olarak Sofya'da görevli bulunduğu dönemde çok sesli müziğe ilgi duymaya başlamıştır Klâsik müzik konserlerine ve operalara giderek bu müzik türlerini tanıma fırsatı bulmuştur Cumhuriyetin ilânından sonra, ülkemizde bu müzik türlerinin sevilmesini ve müzik kültürümüzde yer almasını sağlamak amacıyla yapılan çalışmalara önderlik etmiştir. Ülkemizde müzik sanatının gelişmesi için bütün olanaktan kullanmıştır Atatürk'ün zamanında yapılmış bazı binaların güzelliği, ülkemizdeki çağdaşlaşma hareketini ifade edebilecek nitelik taşımaktadır Ayrıca mimarî eserlerin korunmasına verdiği önem de Atatürk'ün mimarîye olan ilgisinin önemli kanıtlarındandır Atatürk'ün, tiyatro, bale, edebiyat, heykeltıraşlık, mimarî, resim, müzik gibi sanat dallarıyla ve sanatçılarla ilgilenmesi, onları desteklemesi Atatürk'ün sanatla çok yakın bir ilişki içinde olduğunun göstergesidir. Atatürk,sanatla ilgili düşüncelerini,Türkiye Büyük Millet Meclisindeki konuşmalarında, Çankaya Köşkünde sanatçılarla yaptığı sohbet ve tartışmalarda belirtmiştir Atatürk'ün bu konuşma ve tartışmalarda dile getirdiği sanatla ilgili düşünceleri, Türk halkına ileti niteliği de taşımaktadır. Atatürk, sanatın tanımını şu sözlerle açıklamıştır "Sanat güzelliğin ifadesidir Bu anlatım sözle olursa şiir, ezgi ile olursa müzik, resim ile olursa ressamlık, oyma ile olursa heykeltıraşlık, bina ile olursa mimarlık olur" Sanatın, bir toplumun ilerlemesindeki öneminin ve vazgeçilmezliğinin bilincinde olan Atatürk, bu düşüncesini şu sözlerle ifade ediliştir "Sanatsız kalan bir milletin hayat damarlarından biri kopmuş demektir," "Bir millet sanata önem vermedikçe büyük bir felâkete mahkûmdur," "Dünyada medenî, ileri ve gelişmiş olmak isteyen herhangi bir millet, mutlaka heykel yapacak ve heykeltıraş yetiştirecektir" Atatürk'ün bu sözleri, sanalla ilgili temel düşüncelerini ifade etmesi bakımından önemlidir. Atatürk'ün sanatçılarla ilgili düşüncelerini ifade ettiği sözleri ise şunlardır "Sanatçı, toplumda uzun çalışma ve uğraşlardan sonra alnında ışığı ilk hisseden insandır" "Hepiniz milletvekili olabilirsiniz, bakan olabilirsiniz; hatta Cumhurbaşkanı olabilirsiniz, fakat sanatkâr olamazsınız" Büyük bir sanatsever olan Atatürk'ün gönlünde, müziğin ayrı bir yeri vardı. Bu nedenle millî kültürümüzde önemli bir yer tutan güzel sanatlar içinde müziğe ayrı bir önem vermiştir. Müziğin önemiyle ilgili düşüncelerini, şu sözleriyle ifade etmiştir "Hayatta müzik gerekli hayat müziktir. Müzik ile ilgisi olmayan varlıklar, insan değildirler Eğer söz konusu olan hayat insan hayatı ise müzik mutlaka vardır Müziksiz hayat zaten mevcut değildir Müzik hayatın neşesi, ruhu, sevinci ve her şeyidir" Yapılacak inkılâpların başarıya ulaşmasına, müzik alanındaki gelişmeleri ölçü gösteren Atatürk, bu konudaki düşüncelerini şu sözleriyle ifade etmiştir "Osmanlı müziği, Türkiye Cumhuriyeti'ndeki büyük devrimleri söyleyecek güçte değildir Bize yeni müzik gereklidir Bu müzik, özünü halk müziğinden alan çok sesli bir müzik olacaktır" "Bir ulusun yeni değişikliğinde ölçü, musikide değişikliği alabilmesi, kavrayabilmesidir" Atatürk, müziğin önemle ve öncelikle, modern müzik çok seslilik kuralları içinde ele alınmasını istemiştir Bu konuyla ilgili düşüncelerini şu sözleriyle ifade etmiştir "Arkadaşlar, güzel sanatların hepsinde, ulus gençliğinin ne türlü ilerletilmesini istediğinizi bilirim Bu yapılmaktadır Ancak bunda en çabuk, en önde götürülmesi gerekli olan Türk musikisidir" Atatürk, Türk müziğinin evrensel müzikteki yerini bir an önce alması amacıyla yapılan çalışmalara önderlik etmiştir Müzik eğitimi görmeleri için çok sayıda öğrenciyi Avrupa'ya göndermiştir Ankara'da Musiki Muallim Mektebi ile İstanbul'da Sanayi-i Nefise mekteplerinin açılmasını sağlamıştır Bu konudaki düşüncelerini de şu sözleriyle ifade etmiştir "Ulusal ince duyguları, düşünceleri anlatan yüksek deyişleri, söyleyişleri toplamak, onları bir gün önce genel son musiki kurallarına göre işlemek gerektir Ancak bu sayede Türk ulusal musikisi yükselebilir, evrensel musikide yerini alabilir"

atatürk ün müzik ile söylediği sözler